Yunus Emre, Türkçe şiirin Anadolu’daki öncüsü olmuş bir mutasavvıf ve halk şairidir.
Tarihi hayatı ve kişiliği hakkında sınırlı bilgi bulunan Yunus Emre, Anadolu Selçuklu Devleti’nin çöküş döneminde ve Anadolu’da Türk beyliklerinin kurulmaya başladığı 14. yüzyılın ilk çeyreğinde, Orta Anadolu’da doğmuş ve yaşamış bir Türkmen şairidir.
Yunus’un yaşadığı yıllar, Anadolu’nun Moğol akınları, iç çatışmalar ve zayıflayan siyasi otorite nedeniyle zor bir dönem geçirdiği yıllardır; ayrıca kıtlık ve kuraklık da halkı etkilemiştir.
13. yüzyılın ikinci yarısı, sadece siyasi çekişmelerin değil, çeşitli mezhep ve inançların, batıni ve mutezili görüşlerin yayılmaya başladığı bir dönemi temsil eder. Bu çalkantılı dönemde, Mevlana, Hacı Bektaşı Veli, Ahi Evran ve Ahmet Fakih gibi ilim ve irfan önderleriyle birlikte, Yunus Emre de Allah sevgisini, aşkı ve güzel ahlaka dair düşüncelerini ifade ederek, gerçek İslam tasavvufunu tanıtma ve Türk birliğini oluşturma konusunda önemli bir rol oynamıştır.
Yunus Emre Nerede Doğmuştur?
Doğum yeri hakkında tartışmalar, Eskişehir’in Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy ile Karaman üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Menakıpnameler ve şiirlerinden elde edilen bilgiler, Taptuk Emre’nin dervişi olduğunu gösterir. Hacı Bektaşı Veli ile olan ilişkisi, özellikle Vilayetname’den gelmektedir. Ayrıca, şiirlerinden tasavvuf yolunu seçtiği ve iyi bir eğitim aldığı anlaşılmaktadır. Anadolu kentlerini gezdiği, Azerbaycan ve Şam’a gittiği, Mevlana ile görüştüğü gibi bilgiler de mevcut.
Ozanlığının yanı sıra dili ve düşünceleri ile Anadolu’da gelişen Türk edebiyatının en büyük isimlerinden biri olan Yunus Emre, yalnızca halk ve tekke şiirini değil, aynı zamanda divan şiirini de etkilemiş; eserlerinin varlığını yüzyıllar boyu sürdürmüştür. Hece ve aruz ile yazdığı şiirlerinde sevgi teması ön plandadır.
Tasavvuf ve İslam düşüncesinden beslenen dizelerinde insanın kendisiyle, nesnelerle ve Allah’la ilişkilerini incelemekte; ölüm, doğum, hayat sevgisi, ilahi adalet gibi konuları ele almaktadır.
O dönemin düşünce tarzını ve kültürünü sade bir dille aktaran Yunus Emre, öncesinde yaşamış İran ozanlarının eserlerindeki kavramlara yeni bir anlam ve ifade kazandırmıştır. Bu yönüyle tasavvuf düşüncesini ve Alevi Bektaşi inançlarını da zenginleştirmiştir. Aynı zamanda, kendi adına bağlanan tekke şiirinin Anadolu’daki ilk temsilcilerindendir.
Yunus Emre’nin Mezarı Nerede?
Yunus Emre’ye ait olduğu iddia edilen birçok mezar ve türbe bulunmaktadır. Bunlar arasında; Eskişehir’in Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy, Karaman’daki Yunus Emre Camii avlusu, Bursa, Aksaray ile Kırşehir arasında bir yer, Ünye, Kula ile Salihli arasında Emre Sultan köyü, Erzurum’un Duzcu köyü, Isparta’nın Gönen ilçesi, Afyon’un Sandıklı ilçesi ve Sivas yakınlarında bir yol üstü sayılabilir.
Ayrıca Tokat’ın Niksar ilçesinde de mezarının bulunduğu söylenmektedir. Niyazi Mısri gibi bazı mutasavvıflar, Yunus Emre’nin mezarının Limni Adası’nda olduğunu belirtmiştir.
Bilim insanları arasındaki tartışmalar, genellikle Karaman ve Eskişehir’deki türbeler üzerinde yoğunlaşmış olsa da, Hacı Bektaşı Veli ile ilgili menkıbe dikkate alındığında, Aksaray-Kırşehir arasındaki türbenin gerçek Yunus Emre türbesi olduğu düşünülebilir.