Temel Arazi Yapısı
Osmanlı İmparatorluğu’nun iktisadi yaşamının en mühim kaynağını topraklar oluşturuyordu. İmparatorlukta ziraata elverişli arazilerin büyük kısmı devletin tasarrufundaydı. Bu arazileri işleme salahiyeti ise halka (reayaya) verilmişti. Devlet mülkiyetindeki bu arazilere “miri arazi” adı verilmekteydi.
Devlet Kontrolündeki Düzen
İmparatorluk, ziraat alanlarının işletilmesini tebaaya bırakarak iktisadi hayatı tanzim ederken, köylerde ikamet eden ailelerin maişetini temin edebilecek büyüklükte araziye sahip olmalarını gözetmişti. Dirlik (tımar) sistemi dahilinde köylü ailelerine tahsis edilen bu toprak parçalarına “çift” denilmekteydi.
Mülkiyet ve Kullanım Hakları
Temel Prensipler:
- Arazinin mülkiyeti devlete aitti
- İşletme hakkı tebaaya verilmişti
- Kullanım hakkı nesiller boyu aktarılabilirdi
- Büyük toprak sahiplerinin ortaya çıkması engelleniyordu
Sistemin Avantajları
Bu arazi düzeni sayesinde:
- Merkezi otorite güçlü kalıyordu
- Adil bir gelir dağılımı sağlanıyordu
- Zirai üretim kontrol edilebiliyordu
- Sosyal denge korunuyordu
Avrupa ile Mukayese
Bu düzenleme, Batı Avrupa’da görülen derebeylik (feodalite) sisteminin Osmanlı topraklarında yerleşmesini önlemişti. Bunun neticesinde:
- Köle çiftçi sınıfı oluşmadı
- Büyük toprak sahipleri türemedi
- Sosyal adaletsizlikler minimize edildi
- Merkezi yönetim zayıflamadı
İktisadi ve Toplumsal Etkileri
Ekonomik Faydalar:
- Üretimde süreklilik
- Vergi sisteminde düzen
- Zirai verimlilikte artış
- İaşe temini kolaylığı
Sosyal Faydalar:
- Sınıf çatışmalarının önlenmesi
- Toplumsal huzurun korunması
- Adil gelir dağılımı
- Köylünün korunması
Bu arazi sistemi, Osmanlı İmparatorluğu’nun uzun ömürlü olmasının temel sebeplerinden birini teşkil etmiştir. Sistem, hem iktisadi hem de içtimai açıdan dengeli bir yapının tesisine imkan sağlamıştır.